13 Mayıs 2010 Perşembe

“SEVGİYLE BÜYÜ PREMATÜRE BEBEK”




Prof. Dr. İpek Akman’dan prematüre bebek sahibi aileler için kaynak niteliğindeki ilk kitap: “Sevgiyle Büyü Prematüre Bebek”
Prematüre bebek sahibi ailelerin soru işaretlerine cevap vererek ebeveynlere bebeklerine nasıl bakmaları gerektiği hakkında aydınlatıcı bilgiler veren” Sevgiyle Büyü Prematüre Bebek”, Bilgi Grup’tan çıktı.

Günümüzde tıbbı yenilikler baş döndürücü bir hızla gelişse de erken doğumların önüne geçmek ne yazık ki henüz mümkün değil. Türkiye’de her yıl doğan, 1.3 milyon bebekten ortalama 100 bini prematüre olarak dünyaya geliyor. Yaygın olan kullanılan kısırlık tedavileri sonucu, çoğul gebelikler ve dolayısıyla da prematüre doğumlar artmakta. Ayrıca yenidoğan hastalıklarını tedavi eden uzman ve yenidoğan yoğun bakım üniteleri de ne yazıktır ki yetersiz sayıda.

Prematüre bebekler organ gelişimlerini tamamlayamadan erkenden dünyaya geldikleri için uzun süre özel bir bakım almaları gerekiyor. “Sevgiyle Büyü Prematüre Bebek” bu zorlu süreci yaşayan anne babalara bilgi sunarak, bebekleri yoğun bakımdayken olan biteni anlamalarını kolaylaştıracak ve onların sağlık ekibinin bir parçası olabilmelerini sağlayacak.
Prematüre bebeklerle ilgili; taburcu öncesi yapılması gerekenlerden, bebeğin evde bakımın nasıl yapılacağına, hangi vitaminlerin verileceğinden, hangi aşıların yapılması gerektiğine, bebeğin norolojik ve zihinsel gelişiminden anne bebek ilişkisine kadar pek çok önemli pratik bilgi ve daha fazlası kitapta mevcut.



Sevgiyle Büyü Prematüre Bebek prematüre bebek sahibi olan aileler için tüm D&R’larda ve kitabevlerinde. Prematüre Bebekler hakkında yazılmış olan ilk kitap olma özelliğini taşıyan kitabın fiyatı 12 TL. Ayrıca kitabın telif gelirleri 2 ay erken doğmuş dördüz prematüre bebeklerin sağlıklı büyümeleri için Prof. AKMAN tarafından ailelerine bağışlanıyor.


Prof. Dr. İpek Akman:

1991 yılında Hacettepe Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Çocuk hastalıkları ihtisasını ABD’de Pennsylvania State Üniversitesi’nde yaptıktan sonra 1997 yılında Türkiye’ye dönerek Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başladı. Neonatoloji (yenidoğan) üst ihtisasını tamamlayıp 2002 yılında doçent, 2007 yılında profesör oldu. Pek çok ulusal ve uluslararası bilimsel yayını olan Prof. Dr. Akman, Türk Neonatoloji Derneği, Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı, European Society of Intensive Care ve American Academy of Pediatrics üyesidir, Anne ve Bebek dergisinin ve Herkese Sağlık dergisinin danışmanıdır.

15 Nisan 2010 Perşembe

OĞLUŞUM BÜYÜYOR...

Altuğ 3 ayını tamamladı. Eğer zamanında doğsaydı 45 günlük olacaktı. Gözleriyla artık dah anlamlı bakıyor, tepkileri daha anlamlı.. Uykudan uyandığında 3-4 gündür gülerek uyanıyor. O kadar tatlı oluyor ki...


İlk doğduğu günleri düşünüyorum da sanki hiç büyümeyecekmiş gibi geliyordu.. Altuğ ile ilgili herşey yolunda. 3 saat ararlıklarla besleniyor. İşten sağdığım süt ve bebelac AC Alminol ile beslenmesine devam ediyor. İşten eve geldikten sonra gece uykusana yatana kadar emziriyorum. Emzirirken olan ilişkimiz süper..Emerken diğer eliyle diğer göğsüme dokunup, ellerini dolaştırıyor. Doyduktan sonra tenimin üstünde uyumaya bayılıyor. 2 hafta doktor kontrolumuzda doktorumuz yüzüstüyatırabileceği, kendisinin en rahat pozisyonu alabileceğini söyledi. Gerçekten iki eliyle güç alarak kafasını kaldırıp, etrafa bakıyor. Sonra uyku için en uygun pozisyonunu alıyor.

Bu gün de kalça ultrasonunu çektirik.. Kafamdaki sorunlardan biri de hallodu. Allaha şükür ki sorun yok... 
Altuğ için belli rutinlr oluştu. 3 saat ararlıklarla uyanıp, besleniyor. Gün içinde uyanık olduğu zamanlar artmaya başladı. onunla konuşulmasını ve şarkı söylenmesini çok seviyor.Akşam saat 20-21 arasında beslenmeden evvel yıkanıyor, masajı yapılıp, pijamalarını giyiyor. Ardından beslenip,  şarkı söyleyerek uyuyor. şarkı söylenmezsen çok bozuluyor.Canım o kadar tatlı ki..

Şimdi düzenlemeye çalıştığımız gece uykularını düzenlemek. Gece 24 civarı beslendikten sonra sabah 05-06 kadar uyumasını sağlamak. GEçen hafta az - çok oldu. Ama altuğ bazen rutinlerine uyurken, arada da sıkılabilir.Altuğ da aynı.. Annesi gibi , sanırım.. canım ne yapsın... kanında var...

30 Mart 2010 Salı

PREMATÜR BEBEK VE ANNELERİ

Bu yıl binlerce annenin bebeği prematüre doğdu. Peki kimlerin prematüre annesi olarak seçildiğini merak ettiniz mi hiç?
Tanrı dünyanın üzerinde dolaşarak büyük bir özenle, en küçük ayrıntıyı bile düşünerek insan neslinin devam etmesi için araç olarak kullandığı insanları seçer. İnsanları incelerken de meleklerine büyük deftere not almaları talimatını verir.
“Armstrong, Beth, oğlan. Koruyucusu Aziz Matthew olsun.
“Forest, Majorie, kız. Koruyucusu Aziz Ceceila olsun.
“Rutledge, Carrie, ikiz. Koruyucusu…. ona Gerard’ı verin. Gerard küfüre alışıktır.”
Sonunda, Meleğine bir isim söyler ve gülümser: ” Bu annenin prematüre bebeği olsun”
Melek meraklanır.
“Peki Tanrım neden özellikle bu anne? O çok mutlu bir insan”
“İşte tam da bu yüzden” der Tanrı. “Kahkaha atmayı bilmeyen bir anneye prematüre bir bebek verebilir ? Çok zalimce olurdu bu.”
“Ama bu annenin sabrı var mı” diye sorar Melek.
“Çok sabırlı olmasını istemiyorum, yoksa umutsuzluk içerisinde sürekli kendine acır. Şok ve kızgınlığı geçince, bu işin üstesinden gelebilecektir.”
“Bugün onu izledim. Bir annede çok nadiren bulunan ancak bir o kadar da gerekli olan benlik ve bağımsızlık duygusu var onda. Biliyorsunuz, ona vereceğim çocuğun kendine ait bir dünyası olacak. Bu anne de bebeğinin kendisinin dünyasında yaşatmaya çalışacak ki bu da hiç kolay bir iş değil.”
“Ama yüce Tanrım, ben bu kadının size inandığından bile şüpheliyim.”
Tanrı gülümser, “Hiç sorun değil, ben onu hallederim. Bu kadın mükemmel bir aday. Yeterince de bencil.”
Melek şaşırır “Bencillik mi? Bu bir erdem mi?”
Tanrı başını sallar. “Eğer arada sıra kendisini çocuğundan ayıramazsa, asla ayakta duramaz. Evet, işte ben bu kadını beklenmedik bir şekilde gelecek bir çocukla kutsayacağım. O henüz bunun farkında değil ama herkes ona gıpta edecek .”
“Çocuğunun söylediği hiçbir kelimeyi doğal karşılamayacak. Hiçbir aşamayı sıradan bir gelişme olarak görmeyecek. Çocuğu ilk kez “Anne” dediğinde bir mucizeye tanıklık edecek. Gözleri görmeyen çocuğuna bir ağacı ya da gün batımını tarif ederken eserlerimi gerçekten görebilen nadir insanlar gibi görecek ağacı ya da gün batımını.
“Benim gördüklerimi açık ve net şekilde görmesine izin vereceğim- cehalet, zulüm ve önyargıyı- ve bunları aşmasına izin vereceğim. Asla yalnız olmayacak. Hayatının her gününde, her saniye onun yanında olacağım çünkü sanki yanımdaymış gibi benim işimi orada o yapacak.”
“Peki ya bu anneyi hangi aziz koruyacak?” diye sorar Melek not almaya ara verip.
Tanrı gülümser: “Aynada görecektir.”
Kaynak: Erma Bombeck’ten adaptasyon
http://www.nurturia.com.tr/groups/9648c205-d80a-497e-95d7-9d4501301e78/1/premature-anneleri

21 Mart 2010 Pazar

Prematüre Doğumun Nedenleri

Prematüre nedir? Nedenleri nelerdir?




Normal gebelik süresi fıkralardaki gibi en az 9 ay 15 gün olmalıdır. Yani normal gebelik 38 hafta ile 42 hafta arasında sürer. Gebelik 37 haftadan önce sonlanırsa doğan bebeğe prematüre denir. Prematüre bebeğin yaşı 40 haftalık olana kadar postkonsepsiyonel yaş olarak ifade edilir. Örneğin 28 haftalık dendiğinde konsepsiyondan bu yana 28 hafta geçtiği ve gerçek miadına daha 12 hafta olduğu anlaşılır.



Yenidoğan bebeğin doğum tartısı gebelik yaşına göre uyan %10-90 değerleri arasında ise “doğum ağırlığı gebelik yaşına uygun” (Appropriate for Gestational Age, AGA), doğum ağırlığı %90 üstünde olanlar için “doğum ağırlığı gebelik yaşına göre fazla” (Large for Gestational Age, LGA), doğum ağırlığı %10 altında olanlar için ise ""doğum ağırlığı gebelik yaşına göre düşük” (Small for Gestational Age, SGA) terimleri kullanılmaktadır. Buradan da anlaşılacağı gibi her düşük doum tartılı bebek prematüre olmayabilir. Zamanında doğduğu halde iyi gelişmemiş ve “zayıf” olabilir.



Prematüre doğan bebekler ne kadar prematüre doğduklarına göre farklılıklar gösterirler. Bazıları sadece sınırda prematüredir ve kısa bir süre hastanede kaldıktan sonra taburcu edilip sağlam bir yenidoğan bebek gibi izlenebilirler. Bazıları ileri derecede prematüredirler ve hastanede çok uzun süre kalmak zorunda kalırlar. Prematüre doğan bebeğinizle karşı karşıya kalabileceğiniz problemleri bilmek için önce bebeğinizin ne kadar prematüre olduğunu bilmelisiniz.



Prematüre bebekleri doğdukları gebelik haftasına göre sınıflarsak:



24–31 Hafta: İleri derece prematüre



32- 35 Hafta: Orta derece prematüre



36- 37 Hafta: Sınırda prematüre



Bir başka sınıflama şekli de doğum tartısına göre sınıflamadır:



Düşük Doğum Ağırlığı(LBW) : Bebeğin doğumda 2500 gramdan az olması



Çok Düşük Doğum Ağırlığı(VLBW): Bebeğin doğumda 1500 gramdan az olması



İleri Derecede Düşük Doğum Ağırlığı(ELBW): Bebeğin doğumda 1000 gr.dan az olması



LBW(Low Brith Weight), VLBW(Very Low Brith Weight), ELWB(Extremely Low Brith Weight)



Prematüre doğumun birçok nedeni vardır. Ana rahmindeki bebek, rahim ve plasentayı üçlü bir ünite olarak kabul edersek bu ünitenin her bir üyesine ait sorunlar ayrı ayrı prematüre doğum nedeni olabilir.
Anneye ait nedenler:
Annenin gebelik sırasında yaşam şeklindeki hatalı tercihler prematürite nedeni olabilir: Alkol, sigara, uyuşturucu kullanımı. Beslenme bozukluklarına bağlı kilo alınamaması, bakımsızlı ve aşırı yorgunluk ile aşırı stres de Prematüriteye neden olabilir.
Anne yaşı: 18 yaş öncesi ile 35 yaş üstü gebelikler prematüre doğum için riskli sınırlardır.

Sık doğum: Doğum kontrolünün iyi yapılamadığı ülkemizdeki gibi toplumlarda prematüre doğum sıklığı daha fazladır. İki gebelik arasındaki sürenin 2 seneden kısa olması halinde prematüre doğum olasılığı artar.
Annede kronik hastalıklar: Akciğer, karaciğer, böbrek ve kalbe ait kronik hastalıklar erken doğum içim risk oluştururlar.
Tansiyon: Annede hipertansiyon durumunda, kan dolaşımından beslenen bebeğin olumsuz etkilenmesine neden olarak erken doğum gerçekleşebilir. Annede hipertansiyon varsa aynı zamanda bebeğin kilo alımı da geri kalır.
Enfeksiyonlar: Annedeki her tür enfeksiyon amnion sıvısında bulaşmaya (rahim içinde bebeğin yüzdüğü sıvı) ve erken doğuma neden olabilir.

Genital nedenler:
Rahimin küçük olması, rahim tümörü gibi rahime ait yapısal bozukluklar.

Servikal Yetersizlik: Rahim boynunda yumuşama ve gevşeme sonucu rahmin fetüsü taşıyamamasıdır.

Plasentaya ait nedenler:
Plasentanın yapısal bozukluklarında da erken doğum gerçekleşebilir. Yapısal bozukluklar dışında plasentaya ait bazı patolojiler de şunlardır:

Plasenta dekolmanı: Dekolman ayrılma demektir. Rahim iç yüzüme iyice yapışmış olan plasenta bir şekilde ayrışmaya başlar ve erklen doğun meydana gelir.

Plasenta previa: “via” yol demektir. Yani yol ağzında, çıkışta yerleşen plasenta demek oluyor. Pekiyi bu yol nedir? Tabii ki rahim ağzıdır. Plasenta rahmin alt kısımlarına yerleşirse gebeliğin ilerleyen haftalarında rahmin gerilmesi erken doğumu tetikleyebilir.

Bebeğe ait nedenler:

Çoğul ebeliklerde bebek sayısı arttıkça erken doğum riski de artar.
Fetuse ait anomaliler: Doğumsal anomalisi olan bebeklerin erken doğum riski daha fazladır.

Prematürenin doktor izlemleri

Bebeğin sorunları ne kadar fazla ise Prematüre bebeğin ailesini o kadar yoğun bir doktor trafiği bekler. Zamanla sağlık sorunları azaldıkça gerekli doktor kontrolleri de azalıp seyrelecektir.

Göz muayenesi: Prematüre bebeklerin sık karşılaştıkları bir göz sorunu prematürelik retinopatisidir (ROP). ROP, gözün retina adlı sinir dokusunun olgunlaşmamasından ve erken doğum nedeni ile zarar görmesinden kaynaklanır. Varlığını tespiti için göz doktoru tarafından damla ile gözbebeği büyütülerek, gerektiği takdirde anestezi altında muayenesi şarttır. Bunun için ilk göz muayenesi 4–6 hafta arasında yapılmalıdır. Erken teşhisle tedavisi mümkün olup geç teşhis koyulduğu takdirde maalesef körlükle sonuçlanabilir.

İşitme muayenesi: Doğum ağırlığı 1500 gr altındaki bütün bebeklerde işitme muayenesi yapılmalıdır. Ayrıca ailede sağırlık hikâyesi varsa, bebek menenjit geçirmişse veya doğum zor geçmişse işitme testleri mutlaka yapılmalıdır. İşitme muayenesinin 6 aylıktan önce yapılması önerilir.

Fizik tedavi: Prematüre bebeğinizde spastisite veya kas zayıflığı gibi motor gelişimini engelleyecek hastalıklar önceden teşhis edilir ve fizik tedavi ile tedavi edilirse çok başarılı sonuçlar alınır.

Nörolojik muayene: Prematüre bebekler ile yenidoğan döneminde havale geçirme, beyin kanaması gibi nörolojik sorunlar yaşayan bebeklerin bir çocuk nöroloğuna muayene olması gerekir. Özellikle yoğun bakımda beyin kanaması veya havale geçiren bebeklerde beyin ultrasonu ve beyin MR’ı çekilmesi şarttır.

KONAK VE TEDAVİSİ

Bebeklerin saçlı derilerinde kabuklanma ve yağlı pullanmalar yapan bir cilt rahatsızlığıdır. Sık rastlanır. 3–6 aylık bebeklerde daha fazla görülür. Yağ salgı bezlerinin en fazla olduğu saçlı deri, yüz, kulak etrafı ve boyun derisinde ortaya çıkar. (Yağ bezleri ciltte yağlı salgıdan sorumlu keseciklerdir). Ciltte yağlı ve kabuklu görünümde sarımsı kabarıklıklar vardır. Hayatın ilk haftalarında ortaya çıkıp ilk yaşın sonuna kadar sürebilirler. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte hormonların etkisi olduğu düşünülmektedir.

•Bulaşıcı değildir.

•Varlığı, bebeğinizin pis olduğu veya iyi yıkanmadığı anlamına gelmez

•Mikrop kaparsa kızarıp ağrılı kaşıntılı bir hal alabilir. Mutlaka çocuk doktorunuza danışın

Belirtileri: Kafa üst yüzeyinde ve ön tarafında kuru küçük kabuklar şeklinde başlar. Giderek yayılır ve kalınlaşır. Sarı kahverengi kabuklar bazen tüm saçlı deriyi kaplar. Kaşların arasını ve kulak memesi arkasını da etkileyerek buralarda da kabuklanma yapabilir.

Tedavi: Saçlı deriye bebek yağı sürüp ovalayarak yedirmek ve kabukları yumuşatmak gerekir. Banyo sırasında yumuşak kıllı saç fırçası ile tarayıp kabukları temizlemek gerekir. Bu sık sık tekrarlanırsa konak azalarak kaybolur ama nadiren salisilik asitli veya kortizonlu saç losyonları kullanmak gerekebilir. Doktorunuza danışınız.

10 Mart 2010 Çarşamba

ALTUĞ DOĞDUĞUNDAN BERİ ANNE SÜTÜNÜN YANI SIRA EK OLARAK ALDIĞI MAMALAR

BEBELAC NENATAL


Prematüre ve Düşük Doğum Ağırlıklı Bebekler İçin Biberon Maması
Özel içeriği sayesinde beyin ve sinir sistemi gelişiminde önemli rol oynar. Anne sütünde de bulanan özel yapılandırılmış yağ bileşimiyle yumuşak ve doğal dışkılama sağlar. Enerjisi ve protein içeriği prematüre bebeğin artmış ihtiyaçları doğrultusunda arttırılmıştır.


BEBELAC AC ALMIRON


Gazlı Bebekler için Doğumdan İtibaren Kullanılabilen Biberon Maması



Gaz problemi yaşayan bebekler için, doğumdan itibaren anne sütüne takviye olarak veya tek başına kullanılabilen biberon mamasıdır. Enerjisi bebeğe sağlıklı bir gelişim sunabilmek için anne sütü ile aynı düzeyde tutulmuştur .
Biz en başta başka bir marka mama ile başladık. Nenatal ile karışık kullanıyorduk. Daha sonra sadece diğer marka mamayı kullandık. Fakat Altuğ çok fena kabız oldu. Oğluşum bir hafta çok fena acı çekti. Doktorumuz daha sonra  Almironu önerdi. 3-4 gün sonra oğluşumun kabızlığı  geçti. Şİmdi 8 haftalık oldu ve ne gaz problemi, ne de kabızlık sorunu var.. Sağolsun BEBELAC...

8 Mart 2010 Pazartesi

ALTUĞ GELDİ...

Yaklaşık 3 haftadır,hastanelerdeydik, ben, Altan ve Altuğ... Evet oğlu şum 33. haftaya kadar dayandı ve bizi korkutarak dünyaya geldi.


32.haftada bebeğimin daha aşağıdaymış, gibi hissettim. Bunu doktorumla paylaştığımda beni muayene eti.Ve hiç beklemediğim bir cevaplakarşılaştım. Rahim ağızım 2cm açılmış. Bundan dolayı hemen hastaneye yatırıldım. Gerçekten çok korktum. Allahtan yanımda çalıştığım arkadaşlarım vardı.. hepsi banahastanede yatığım 4 gün boyunca öncelikle eşim Altan ve doktoruma çok teşekkür ederim. E ve çıktıktan 3 günsonra şiddeli sırt ağrısıyla Acıbadem Acıbadem hastanesinin aciline gittik. o vgece dahiliye, cerrah ve kadın-doğum doktoru beni muayene ettiler. kan tahlili yapıldı. lökositim 20 000 olmasna rağmen, durumumun kas ağrısı olduğuna karar verip, ağrıyla geldiğimhastaneden ağrıyla eve geri döndüm. Sabahı zor ettim.Sabah istanbul cerrahi hastanesine gittim. beraber çalıştığım doktorum Arzu hanım ağrımın böbrekten dolayı olabileceğini düşündü.ultrasonla da bu durumu teyit etti. piyonefrit olmuşum.. Daha sonra beni hamileliğim boyunca takip eden doktorum, prof. dr. bülent baysal da tedavimi düzenledi. 4 günde bu sebeple hastanede yattım.

Ayın 16 cumartesi günü Bülent bey beni taburcu etti. Fakat eve girmeden muayeneye uğramamı, oğluşuma bakacağını söyledi. Ben de saat 12 de İstanbul cerrahi hastanesinden çıkıp, Şişli de doktorumun muayenesine gittik. Ultrason da kontrol ederken , doktorumuz kalbinin çok yavaş attığını söyledi. İşte o an Altan neredeyse bayılacaktı bense sanki içimden duygularımı almışlar, donup kalmıştım. Bülent Beyin bizi yönlendirmesiyle İstanbul Crrahi hastanesine gittik. Bülent bey telefonla herkese haber verdiğinden, tüm hastane alarmda beeni bekliyordu. neredeyse asansörde uyuttular ve Altuğcuğum 12:21 de dünyeye gözlerini açtı.. Narkozdan bebeğim yaşıyormu diye diye uyandım< Altancımda ameliyathanenin kapısında büyük bi heyecan ve korkuylabekliyordu. Allhımız çok şükür ki oğluşumuzakavuştuk. Kavuşmamıza destek olan en başata Prof. Dr. Bülent Baysal ' a, ameliyathane ekibine, bebek odasındaki hemşire ablalarına ve bebek doktorumuz Ali Tırtır'a, 6. kattaki hemşire arkadaşlarıma ve IVF ekibindeki tüm arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler.. Ben , Altan ve Altuğ hayatımız boyunca buanı unutmayacağız

Prematür bebekler ve Anneleri

Ülkemizde her yıl ortalama 1 milyon 200 bin bebek doğuyor. Her yüz yeni doğan bebekten yüzde onu düşük doğum ağırlıklı. Basit bir hesapla, 120 bin bebek.

37 haftadan önce gerçekleşen doğumlara da prematüre doğum denir. Prematüre bebekler, hamilelik haftasına göre üçe ayrılır. 24-31 hafta arasında doğanlar ileri derecede prematüre'dir. Bu bebeklerin doğum ağırlıkları 1500 gr'ın altında olduğundan "çok düşük doğum ağırlıklı bebek" de denilir. 36-37. hafta arasında doğanlar ise sınırda prematüredir.

Doğum haftasına göre prematüre bebeklerin yaşadıkları sorunlar da farklıldır.

Prematüreler

Yenidoğan bebeklerin genel olarak kırmızı, şiş olarak göreceğini hayal eden anneler eğer prematüre doğum yaptılarsa, bebeklerini gördüklerinde şok yaşama olasılıkları yüksektir. Çünkü prematüre bebeğin cildi şeffaf görünümdedir. Damarları cildinin üzerinden rahatlıkla görülebilir. Yağ dokusu yeterince gelişmediği için cilt gevşek ve üstünde yumuşak tüyler vardır. Üstelik bu bebeklerde kahverengi yağ dokusu gelişmediğinden kendi ısısını koruma yeteneği de yoktur. İşte bu nedenle kuvözde bakılmaları gerekiyor. Cinsiyet organları da normal doğan diğer bebeklere göre farklılık ortaya çıkıyor. Erkeklerde testislerin torbaya inmeme ihtimali de yüksektir. Ayrıca kas ve sinir gelişimini de tamamlayamadığından çeşitli refleksler (emme, yakalama, irkilme) bulunmayabilir. Emme refleksi gelişmemiş bu bebekleri, uzmanlar sağılmış anne sütünü sonda ile midelerine akıtarak besliyor.

Prematüre doğanların ilk günlerdeki en önemli sorunu solunum güçlüğü. Bebek, yeni doğan uzmanları tarafından solunum cihazına bağlanıyor. Ancak bu bebeklerde "prematüre apnesi" olarak tanımlanan, kısa süreli solunum durmasına sık rastlanıyor. Bu durum genellikle geçici.

Genellikle hayata tutundurmak için epey uğraşılan prematüre bebekler gerçekte doğmaları gereken 40. haftaya ulaştıklarında boyut ve gelişim açısından tipik yenidoğanlara oldukça benziyor..

yaşama şansları

Tıbbi gelişmeler baş döndürücü bir hızla gelişse de, erken doğumların önüne tamamen geçmek henüz mümkün değil. Erken doğumlar dolayısıyla gelişimini tam anlamıyla tamamlayamamış bir çok bebeğin aramıza katılmasını getiriyor.

Gelişimindeki eksikliklerle doğan her bebek de özel bakım gerektiriyor. Ancak neonatoloji yani yeni-doğan bilim dalındaki gelişmeler pek çok prematürenin yaşama tutunmasını sağlıyor. Çok düşük doğum ağırlığıyla doğmuş bebekler bile sağlık sorunlarını aşıyor ve hayata tutunuyor. Ülkemizde doğum ağırlıkları 1000 gram olan bebeklerin yüzde 50'i yaşama şansı buluyor.

Özel bakım şart

Prematüre bebekler organ gelişimlerini tam tamamlayamadan doğduklarında uzun süre yoğun bakımda ve kuvöz içinde izlenmeleri, bazılarının ise solunum cihazına bağlanmaları gerekiyor. İşte bu yüzden özellikle erken doğum tehdidi olan anne adayının doğumunun, yenidoğan yoğun bakımı olan bir hastanede yapılması, prematüre doğacak bebeğin doğduğu andan itibaren yaşama şansını yükseltiyor. Çünkü doğum sonrası yapılacak ilk müdahaleler son derece önemli.

Doğum uygun bir hastanede gerçekleşmediği zaman, prematüre bebeğin tecrübeli bir 'transport' yani taşıyıcı ekiple, uygun koşullarda yoğun bakım ünitesi olan bir merkeze sevk edilmesi gerekir. Çünkü bu ulaşım süresinde yaşanacak olumsuzluklar bebeğin hayatta kalma şansını ya da ileride nörolojik özür meydana ortaya çıkma riskini etkiliyor.

Prematüre bebekler, uzun süre yoğun bakımda kalabiliyorlar. Bebek ne kadar erken doğduysa ve doğum ağırlığı ne kadar küçükse bu süre o kadar uzuyor. Yoğun bakım sürecinde uzmanlar, hemşireler ve ailelerin son derece dikkatli ve ilgili olmaları bebeğin daha kısa zamanda ve sorunsuz olarak bu dönemi atlatmasına yardımcı oluyor.

kaynak:http://www.bebekdoktoru.org

Benim oğluşum Altuğ 33 haftayken , maceralı bir şekilde dünyaya geldi. Ben erken doğum tehtidiyle 31. haftada hastanede yattığım ve o zaman da bebeğimin akciğerlerinin daha hızlı gelişmesi için yapılan kortizonlu ilaçtan dolayı Altuğcuğum doğduğunda kuvöze girmedi. Ama gerçekten bir prematür bebeğin annesi olmak gerçekten çok zor. Bebeğin doğduğunda eline aldığın bebek düşündüğünden daha minik. Sürekli kaygılı olmasına neden oluyor insanın, bebeğinin minik olması.


Bu konuyla ilgili deneyimlerimi zamanla hepsini bloğumu takip edenlerle paylaşacağım.. Eğersizde prematür bebek sahibiyseniz deneyimlerinizi benimle paylaşın.. ortak bir ağ oluşturalım.. Deneyimlerin paylaşılması çok önemli. İnsan kendisinin, bebeğinin tek olduğunu zannediyor. Deneyimleri paylaştıkça , tek olmadığımızı ,sorunlarımızda neler yaptığımız görmek ,inanın çok işe yarayacaktır...

Prematüre doğan oğlum Altuğ

Bu bloğu oluşturmamın en önemli nedeni , büyük bir özlemle beklediğim bebeğim 33 haftalık doğdu. Ben sağlıkçı olmama rağmen ilk 40 gün gerçekten çok ama çok ena geçti. Doktorlarla konuşmamın yanı sıra internetten de çok araştırma yaptım. Fakat internette hep aynı bilgiler var Sorularıma cevap pek bulamıyor veya kaygılarımı daha da arttırıyordu. O nedenle bu bloğu oluşturup, tüm deneyimlerimi  sizlerle paylaşmak ve sizlerinde deneyimlerini öğrenmek istedim...